Hecons Yapı by HECTA


Türkiye ve Japonya’nın Deprem Gerçekliği: Neden Farklı Sonuçlar Doğuyor?


1. Deprem Gerçekliği: Coğrafi Benzerlik, Farklı Sonuçlar

Hem Türkiye hem Japonya aktif fay hatları üzerinde yer alan ülkeler. Yani iki ülke de jeolojik olarak yüksek deprem riski taşıyor. Ancak Japonya, Türkiye’ye kıyasla daha sık ve daha büyük depremlerle karşı karşıya kalmasına rağmen, can kaybı ve maddi zarar açısından çok daha başarılı bir sınav veriyor. Bu durumun nedenleri yüzeyde değil, daha derin katmanlarda saklı.


2. Yapısal ve Yasal Altyapı: Yönetmelikler Kâğıt Üzerinde mi Kalıyor?

Japonya’da inşaat standartları, deprem yönetmelikleri ve bina denetimleri oldukça katı kurallara bağlıdır. Üstelik bu kurallar yalnızca yazılı olarak kalmaz, etkin şekilde uygulanır ve denetlenir. Türkiye’de ise yapı denetimi, birçok alanda olduğu gibi yeterince etkili işlememekte; mevzuatlar kağıt üzerinde güçlü olsa da uygulamada zayıflıklar gözlemlenmektedir.

Ayrıca Japonya’da okuldan itibaren deprem eğitimi verilir, bina tasarımları en kötü senaryolar dikkate alınarak yapılır. Türkiye’de bu konular daha çok afet sonrası gündeme gelir, sonra ise unutulur.



3. Toplumsal ve Kültürel Farklılıklar: Felakete Bakış Açısı

Bu iki ülke arasındaki en belirleyici farklardan biri, toplumların afetlere karşı geliştirdiği bilinç düzeyidir. Japon halkı, afet bilincine sahip bir toplum olarak kabul edilir. Düzenli tatbikatlar, medya eğitimi, toplum temelli hazırlık programları ile insanlar sadece devletin değil, kendilerinin de sorumluluğunun farkındadır.

Türkiye’de ise afet bilinci hâlâ yeterince gelişmemiştir. Toplum genellikle afet sonrasında devletten çözüm bekler, kişisel hazırlıklar ve toplumsal farkındalık sınırlı kalır. Bu durum, kayıpların artmasına doğrudan katkı sağlar.


4. Ekonomik ve Siyasi Etkenler: Kriz Yönetimi Kapasitesi

Japonya’nın gelişmiş ekonomik altyapısı, afet sonrası müdahale süreçlerinde hızlı ve etkili aksiyon almasına olanak tanır. Türkiye’de ise afet yönetimi zaman zaman yetersiz kalabilmekte, yardım organizasyonlarında karmaşa yaşanabilmektedir. Ayrıca, afet sonrası süreçlerde şeffaflık ve koordinasyon da oldukça önemlidir.

Sonuç: Deprem Kader Değil, Önlem Meselesidir

Japonya'nın başarısı, sadece teknolojiyle değil; eğitim, kültür, disiplin, yasa uygulamaları ve toplumsal bilinçle ilgilidir. Türkiye de bu seviyeye ulaşabilir, ancak bunun için sadece binaları değil, zihniyetleri de dönüştürmek gerekir.

Depremle yaşamayı öğrenmek, onunla baş edebilmenin ilk adımıdır. Türkiye için bu farkındalığı artırmak ve somut adımlar atmak, her geçen gün daha da hayati hale geliyor.




Kaynak:

Bu içerik, Türkiye ve Japonya’nın depremle mücadele süreçlerine dair akademik bir analiz temel alınarak hazırlanmıştır.

https://dergipark.org.tr/en/pub/mevzu/article/1319896